Aklimizdan bi bira markasi tutalim. Ben mesela carlsberg iciyorum genelde. Soru surada basliyor. Carlsberg'in sisesiyle kutusu arasinda fark var gibi. Ama bakiyorum bira ayni bira yani atiyorum biri malt biri light falan gibi tur farki yok. Ayni bira ama tadi farkli geliyo. Bu bana mi oyle geliyo yoksa metal-cam kaynakli bir tat farkliligi olusuyor mu cidden ? Kutu biradan yaklasik yuzde 15 daha az keyif aliyorum her zaman.

21 yasindayim ben hepsini yaptim lan bunlarin buyurken? ne is? 90dan sonra dogan mi varmis esprisi yapan 30 yasinda adamlar icin cok uzuluyorum ama bunlar 2000lerde de vardi. turkiye de en azindan.

ne bileyim sokakta da oynadim atari de oynadim walkman im de vardi. o filmleri muzikleri de dinledim. gta 2 de oynadim, cd ci abiden porno cd de aldik ahahah.
ps3 le iphone la ipodla buyumedim lan. lisedeyken falan yayginlasti bunlar. belki ortaokulda da biraz, msn muhabbeti varken.

ne diyonuz bu ise? bu 80lilerin kendini efsane gormesi ne olacak? cok komik lan. belirli bir senede dogmus olmak inanilmaz bir basari tabi haksiz degiller. benim yasitlarim yapsa bunu acayip tasak gecerim siz ne diyorsunuz? buranin %40i 20lerinde %40i 30larinda falan degil mi? siz ne dusunuyorsunuz?

bahceye soyle icinde ates yakabilecegimiz bi varil alalim dedik de nerden bulunur ki bu meret? bakkala gidip abi bi sut iki de varil denmiyo heralde. bilemedim. ankarada bildiginiz yer varsa soylebilirseniz sevinirim. varile alternatifleriniz varsa ona da talibim. zaten varil olsa da ikiye kestircez basinda oturunca yuksek olmasin ama yeterince de derin olsun diye. alternatif fikir varsa yol gostermesi acisindan dedim.
bi de fiyati ne kadar ola ki bunlarin?

n99.org
onlar bırakınca ovvv biz bırakınca hangi cemaattensin.
adaletini sevdiğimin dünyası. niye böyleyiz?

hep ön yargıyla yaklaşmıştım bu filmlere daha sonra old boyu izledim gahjiniyi, 3 idiotsu ve yerdeki yıldızları izledim ve bosuna önyargı yapmışım varmı önerecekleriniz?

Malum, biri esneyince ona bakan diğerleri de genellikle esner. Ancak bu durum hayvan-insan şeklinde interspecies yaşanmıyor. Yani kedinin esnemesine bakan insan da esnemiyor. Neden acaba?
:)

not: haftasonu dahil çok yorucu bir haftanın ardından son iş günü, çalışasım yok ve sıkıldım. :)

not 2: nolur derdime bişi yapmayın, yazıktır. :)

cinsiyetçi ve kaba başlıktan ötürü özür dilerim. şaka lan şaka, ne diliycem. komplekssiz insanı başlık ve aşağıda yazacaklarım rahatsız etmez. soruyu detaylandırıyorum:

az önce facebook üzerinden geyik bi sayfada vakit öldürüyordum. baktım yorumlardan birinde bi kız, yazmış bişeyler. sonracıma profiline tıkladım nerelerden diye, ohoo fotoğrafları da görülebiliyor, böyle dolandım az, 5-10 fotoğraf, allahım bu nasıl bir güzellik, arkadaşları ayrı kendi ayrı, singapur imiş anavatanı bu güzelliğin. neyse uzatmayacağım, sadede geliyorum, arkadaşlar, lan bu uzak doğunun deli dehşet hatunlarının dünyasına girebilmek zor mu? yapanınız var mı? yani böyle ben gibi, beyaz tenli sarışın falan bi türkün bu uzak diyarda talep edilen bir tip olma ihtimali var mı? varsa taşıyorum ikametgahımı oraya.

dalga geçecek arkadaşlar, gurbette çalıştığım sürece geliri iyi bi işteyim ve istersem belli başlı ülkelere yerleşebilirim. türkiyede hatta büyük şehirlerin herhangi birinde kalırsam da sürünürüm. bu gidilesi ülkeler kesinlikle türkiyeden daha zengin yerler değil (tunus, fas, gürcistan gibi yerler ve bazı rusya özerk bölgeleri) ama ben memleketin havasında suyundayım. bi de hatunlarında.

uzak doğu seyahatlerinin, orada barınmanın hatta çalışmanın ve tabii kültürel sınırların bildiğiniz kadarından bahsederseniz. mesela ben sordum biri dedi japon kızlarını unut dedi. çook karmaşık bi kültürleri var dedi. aralarında barınamazsın dedi. ama koca asya lan elbet bi yer vardır bana kendimi cennette hissettirecek.

not: hayır buraya xhamsterin asian kategorisinden kopup gelmedim.

iyi geceler,

1. anladığım kadarıyla dhkp-c,partizan gibi "aykırı" gruplar,kendilerine mahalleliyi "koruma" misyonu edinmişler, vidyolarda gördüğüm kadarıyla 3 adet ak-47 varmış. şimdi mahalleliyi polisin arkasında tekbir diye bağıran elinde sopa ve pala olan gruptan mı "koruyorlar"?

2. yine bir yerde okudum, o "aykırı" lar olmasa polis evleri tek tek dolaşıp, alevi ve kürtleri dövecekmiş... bu kimin fantezisi olabilir, polis neden böyle bir şey yapsın, var mı bir açıklaması?

3. elinde sopa-pala ikilisi olan grubun amacı ev ev alevi ve kürtlere saldırmak mı? yoksa sadece yine akıllarınca polise yardım etmek üzere mi geldiler o "aykırı" gruplar için?

4. bunca olayın iki gündür yapılan Berkin için ağıt eylemleriyle hiç bir alakası olmadığı belli, burada amaç mezhep çatışması çıkarmak olabilir mi? faşistlerin kürtlere tepkisi olabilir mi? az faşistlerin "aykırı" topluluklara olan tepkisi mi sadece?

teşekkür ederim.

arkadaşlar soru başlıkta. ufak ufak yazarsanız sevinirim. :)

not: hayal edilecek kişi kesinlikle kro bir vatandaş değil aksine entelektüel denilebilir. giyimi kuşamı düzgün biri.

Selamlar ey ahali,

Bahçede beslediğimiz kedi hamileydi bir süredir.. Mamasını falan aksatmadan vermeye çalıştık, geldi yedi gitti hep.. Karnı burnundaydı ne zamandır (benim bildiğim kedilerin hamileliği 2 ay kadar sürüyor), doğurdu doğuracak diye düşünüyorduk.. "Ulan madem bakıyoruz hayvana, koliden ev yapalım da, yağmurda, soğukta hasta olmasın" dedik, yaptık koliyi, içine gazete ve bez serdik, her tarafını çöp torbalarıyla bantladık.. Birkaç gün geldi gitti gene, yattı içinde bir süre, sonra arazi oldu ara ara.. Son günlerde de içinde yatmaya, sürekli kolide durmaya başladı.. Mamasını artırdık, bulamazsa mama gitmesin başka yere, aç kalmasın dedik.. Dün gece olan oldu..

Akşam geç geldim ben biraz eve, gittim mama koydum dışarıya, evde de var bir kedi, onunla da ilgilendim.. Hatun geldi işten bir süre sonra, sohbet, muhabbet, yemek.. "Gel bi' dışarıdaki canavara bakalım" dedik.. Çıktık, baktık, normalde bizi görüdüğü anda koliden dışarı fırlayan, sürtünen, kendini sevdiren kedide hareket yok.. Kolinin içini de tam göremiyoruz, karanlık, eve geldiğimde koyduğum mama da aynı duruyor.. "Ahanda sıçtık, doğurdu bu kesin" dedik.. Baktık 2 tane kılsız, tüysüz ayak var altında, cuk cuk ses geliyor.. Hava da soğuk, rüzgar var, kolinin alttan ıslanmaması için altına manav kasalarından koymuştuk.. Onunla birlikte koliyi de içeri aldık, saatlerce nat geo izler gibi izledik, 2 tane daha doğurdu, 4 tane kıl kuyruk meme emdi saatlerce.. Yanına mamasını, suyunu ve başka bir kolinin içine koyduğumuz kumu koyup yattık biz gece.. Benim bugün izin, tüm gün göz kulak olma görevi bende.. Şimdi sorular:

1- Yavrularla birlikte annenin içinde olduğu koli biraz küçük, büyük bir koli yapalım diyorduk ki doğurdu.. Büyük koliyi ayarladık ama içindekileri diğerine aktarmaktan korktuk.. Yer değiştirmemiz ne kadar doğru olur?

2- Anne dün gece dahil şu saate kadar ne mama yedi ne su içti ne de işedi.. Doğururken biraz sıçmış sadece, onu da zorlanmasına bağladık.. Sıcak süt dendi kadifepanter tarafından, onu da mamanın yanına koyup yemesini beklemeyi düşünüyoruz.. Mama yememesi, su içmemesi, tuvalete çıkmaması daha çok sürer mi?

3- Annenin rahat rahat emzirebilmesi, genjlerin rahatça meme cuk cuklamasını sağlamak için neler yapabiliriz kısıtlı imkanlarla?

4- Anne dün gece çok bitkindi, titriyordu bir de biraz.. Elektrikli radyatörü onun yanına getirip birkaç saat açtık.. Sabah da ben biraz daha açtım iyice ısınsınlar diye.. Hatun da "onlar sokak kedisi, dışarıda doğuruyorlar, soğuk fark etmez onlara" dedi ama yavruların üşümemesi için yanlarına radyatör açmak doğru mu, sarıp sarmalayayım mı bi' de?

5- 1 aylığa kadar tehlikeli süreçleri var, onu biliyorum.. En çok yavru kedi ölümü de bu dönemde oluyor yeterince beslenememe, annenin ezmesi gibi sebeplerle.. Enjektörle yavruların beslenemeyenlerine ılık süt versek nasıl olur acep? biberon için diş lazım, bu elemanlarda diş yok tabii ama emebilirler mi gene de biberondan? Yavruları böyle böyle besleyelim m dışarıdan, doğru mudur?

6- Anneyi seviyoruz ara ara, doğum sonrasında karnını ovuşturduk rahat doğursun daha varsa doğuracağı, ağrısı varsa hafiflesin diye.. Hiç öyle yavruları saklama, bizden koruma olayı yok, evdeki kedi yanlarına yaklaşınca kıhladı biraz (anne değil, evdeki), anne ve yavruları salonda bırakıp kapıyı kapattık.. Bizim evdekini de oraya sokmuyoruz şimdilik.. Sokalım da alışsınlar mı yoksa şimdilik böyle ayrı gayrı daha mı iyi?

7- Annenin bitkinliği geçip kendine geldikten sonra yavruları bizden kıskanması ne kadar olası? Hani sonuçta aylardır gelip gidip mama yeyip suyunu içen kedi bu.. içeriye de aldık birkaç kere, bizimkiyle soğuk soğuk uzaktan bakıştılar sürekli.. Ayrıca güvenmese bize, doğurmaz heralde kolinin içinde, he mi?

1 aylığı atlatsınlar da bi', sütten kesilsinler, o zaman yavruları evine almak isteyen olursa konuşuruz.. Anne bildiğin kara kedi, yavruların 4'ü de siyah beyaz..

Bir de duyuru biraz yukarıda kalırsa sevinirim, ne yapacağımızı pek bilmiyoruz şu anda.. Yardımı alınca kendim de silebilirim duyuruyu.. Cevap verenlere şimdiden teşekkür ederim..

edit: foto linki eklendi, bilginize: imgur.com

edit 2: ev değişikliği sonrası fotolar (uyarı: yüksek dozda tost makinesi çekimi içerir, göz bozukluklarına karşı sorumluluk kabul edilmez), bilginize: imgur.com

edit son: son parti fotoğrafları çektim, bir öncekilerin beterliğini biraz olsun yok edebildiğime inanıyorum, bilginize: imgur.com

var mıdır bildiğiniz böyle yer? starbucks yok galiba. 2 saat oturup evrak işleri halletmem lazım.

gideyim mi sizce? burada düz memurum. istanbul'dayım, 23 yaşındayım. orada kuzenim var. avustralya vatandaşı oldu, 6-7 senedir orada. ielts'ten 6 aldım geçen ay. 1 senelik full time çalışma ve oturma izni için başvurmayı düşünüyorum, sonrasında da yüksek lisans düşünüyorum kalıcı olmak? ne dersiniz?

Bilmiyorum doğru kelime kullandım mı marş basmak derken? Olay şöyle gelişti:
Sabah işe gittim, 10 km, öğlen eve döndüm, aynı mesafede, gölge bir yere park ettim, 1 saat sonra geri geldim. Marşa bastım, o sevimsiz marş sesi geldi, çalışmadı araba. Hemen durdurdum, 1-2 dk sonra yeniden denedim, yine olmadı. Yine çok uzatmadan soğuması için durdum, 3-4 dk bekledim. Üçüncü kez denediğimde çalıştı.

3-4 ay kadar önce bir kez daha böyle olmuştu, tıpatıp aynı.

Uzun süre marşa basmamak gerektiğini biliyorum da bu gibi durumlarda ek olarak ne yapılır? Ayrıca neden olabilir böyle bir şey? Akü sinyal mi veriyor?

Teşekkürler.

Biraz önce kedimin üstünde tüylerine bulaşmış kan fark ettim. Alıp her yerine bakmaya çalıştım, bir şey göremedim. Sonra yürürken poposunun yanındaki tüylerde de kan gördüm, iyice baktım ama poposunda falan da yoktu. Tuvaletine baktım ama onu da normal yapmış, kan falan yok. Neden olmuş olabilir? Benim aklıma kendisini temizlerken yanlışlıkla ısırdığı falan geliyor.

O kadar teknolojiye rağmen otobüste canım sıkıldı kafa dağıtmalık böğürmeli metal şarkı ve kafamı cama yaslayıp ağlayacağım Türkçe aşk şarkısı önerir misiniz lütfen

Hangi yayınevinden çıkan çevirisi daha iyidir? İş Bankası, İletişim, Everest?

İnsanlarin fikirlerini paylasmak birbirleriyle nasil desem akademik edebi sanatsal iletisim icine girebilecekleri biraz daha sosyallesebilecegimiz kafa dengi insanlar bulabilecegimiz bisey yapmak istiyoruz.
Fikir uzun suredir aklimizdaydi ama maddi zorluklar vs. Yani ozellikle mekanin kirasini ve elektrik su internet ve pek tabiiki cay giderlerini karsilayamayacgimiz tek sikintimiz baska da maddi bi beklentimiz yok.
Nasil olur bu isler?
Bileniniz var mi?
Mekani ayakta tutabilmek icin surekli bir destek bulabilirsek aslinda kimseden hic bi sekilde para talep etmek istemiyoruz komun dememin sebebi bu.

mıdır gerçekten?

Duyurunun pek kiymetli Hipokratlari, su test sonuclarini yorumlayabilirseniz cok sevinirim. Doktorum ameliyatta oldugu icin bugun gorusemedik, merakimi gidereyim diyorum. Kimdir necidir bu laktobasiller, gram + kok bakterileri?

internetten dinleyebileceğim radyolar olsun güzel indie, rock çalan radyo var mı?

şimdi ntvspor'da bir haber okudum. papa, en son seçileni, arjantin ve italya arasında hazırlık maçı "düzenletiyor". işte buffon ve messi'yi kabul etmiş makamında vs. ortalık çok mutlu insanlar heyecanla bekliyorlar maçı.

bunun bizde tam karşılığı yok evet ama tutun ki diyanet işleri bakanlığı köprü olsun diye türkiye ve (artık adını siz koyun) filistin, suriye, kuveyt, mısır vb. müslüman bir ülke ile dostluk maçına ön ayak olsa, karşılıklı din bakanlıklarının başkanlığını yapanlar baya baya stada gelse, izlese.. fırtınalar kopmaz mı sizce bizim ülkede? benim tahminim bu yönde olur.

pekii... soruya gelirsek. biz hangi ara bu din işini bu kadar kötü gösterip, insanları dinden soğuttuk ve inananlar vs az inananlar ve hatta hiç inanmayanlar diye birbirimizi ayırıp deli deli davranmaya başladık? veya bizim yaptığımız mı doğru olanı? hani bu şu demek dünyada kimsenin beceremediği bir şeyi mi yapmaya çalışıyoruz?

benim siyasi, dini düşüncelerim önemli değil. mantık çerçevesinde soruyorum. dinden insanları soğutan kimdir? bunun ne faydası olmuştur? kendi inandığı gibi inanmayanları dışlayanlar kimlerdir? din bu kadar önemli bir noktaysa bu cumhuriyet 100. yılına varmadan bu sorunları çözüp barışı, özgürlüğü ve dengeyi sağlayabilecek midir?

Bugün bir pakedi kargoya verirken iki kadına rastgeldim sokakta. Karşıdan karşıya geçmek için kenarda beklerken solda da sokaktan caddeye çıkmak için bir arabanın beklediğini gördüm, bir tane de kadın arabanın başında. Birden döndü arkasını şoföre açtı eteğini kıçını sallamaya başladı. Sonra da gülerek gitti. Neyse fazla takılmadan işimi halletmek için karşıya geçtim. Verdim pakedi çıktım dükkandan bu sefer de karşı kaldırımda başka bir kadın sakin ve yumuşak bir tonla "hey baby, hey baby" (aralarda da bişey dedi de anlamadım).

Hiç böyle birşey yaşadınız mı? Anlamadım gece yarısı, kör karanlık, arka sokaklar da değil. Saat 15.00, şehrin ortası...

daha fazla kan dökülmeden, artık barışçıl bir şekilde bitsin isteyen var mı bu direnişi? benden başka? iç savaşa sürüklendiğimizi düşünüyorum.

Selamlar efendim, ümitsizce bir sorum var ama bakalım.

Ben bir güzellik merkezinde kavitasyon ve radyo frekans işlemleri uygulatmaya başladım lakin burada kafamı kurcalayan bir şey oldu, onu paylaşacağım sizinle. Gittiğim ilk gün orada bana bu işlemi uygulayacak olan kız "siz zaten çok zayıfsınız, size kavitasyon yapamam, sadece radyo frekans yapacağım" dedi ve fotoğrafta gördüğünüz aletle işlem yaptı. Neden meden diye biraz sıkıştırdığımda önce "kemiklerinizi eritir" dedi, sonra "ya ben zaten biraz kavitasyonu da açtım merak etmeyin" dedi :D İyi dedim, bir bildiği vardır, ya da beni kandırıyor ama eyvallah. İkinci gidişimde, başka bir kadın da bu sefer "kavitasyon" olduğunu söyleyerek beni yine aynı alete yatırdı. Kavitasyon ve radyo frekans bir arada mı diye sorduğumda bir arada olduğunu söyledi.

Sorum şu:

- Fotoğrafta görülen aletin bir başlığının radyo frekans, diğer başlığının kavitasyon yapmaya yarama gibi bir işlevi olabilir mi? (makinayı tanıyan birisi varsa inşallah). O şekilde değilse farkları nedir?
- Kavitasyon zayıf insanlar için gerçekten "zararlı" mıdır? İnternet sayfalarında şu kilonun, bu kütlenin altındaysanız işlem yapamayız gibi bir şey yazmıyor? Faydası olacaksa 1.63 boya 48 kilo olduğumu söyleyeyim. Normal kilolardayım, zayıflıktan filan ölmüyorum.
- Eğer aynı makinayla iki işlem yapılabiliyorsa da ben bunun her ikisini de yaptıklarından nasıl emin olabilirim? Çünkü her soruşumda kaçamak cevaplar verdiler ve ben de insanlara bi konu üzerine ısrarla soru sorabilen bir insan olmadığımdan, sadece bilmek ve öğrenmek istiyorum yani o alette ne olup neler bitiyor.

Derdim 'çok önemli', biliyorum :) Kusura bakmayın.

Teşekkürler...

ıssız bi ormanda tek başınıza gidiyorsunuz, veya 2 kişi fark etmez. ufak sevimli bi ayı yavrusu gördünüz. ne yaparsınız?

o an orada olduğunuzu düşünün ve anında aklınıza gelen ilk şey ne olurdu onu soruyorum.

şeker neden beyaz olmalıdır,sanırım tuzda da geçerli bu.bildiğim kadarıyla doğal şeker beyaz değil insanlar neden şekeri beyaz tercih ediyor.

bizim bahçede bunlar, besliyorum, çok küçükler. sorun şu ki; üçünde de aynı rahatsızlık var. burunları dolu nefes alamıyorlar, gözleri de böyle akıntılı, hatta bi tanesi bi gözünü açamıyor bile. vet.e götürecek param yok, kendim bi tedavi uygulayabilir miyim, diye sorayım dedim.

Yıl sonundaki WTA turnuvası biletlerine bakıyorum da... Henüz biletler tükenmedi ama, sahanın tam yanındaki blokların çoğu tükendi. Aynı kategoride (aynı fiyat) sporcuların arkasındaki bloklarda hala bilet var.

Örneğin şurada 324 ve 325'te bilet varken 304, 305, 306 tükendi.

www.biletix.com

Abi tenis maçını arkadan izlemek daha iyi değil mi? Futbol değil ki bu, top sürekli gidip geldiği için yandan takip etmek zor olur. Ayrıca yandan izlerken topun düştüğü yeri seçmek zordur... Zaten tv'de gösterilen kameranın da sporcu arkasından çekim yapmasının sebebi bu değil mi?

Ee, o zaman niye yan taraftaki tribünler tükenirken arkadakilerde hala boşluk var? Diğer insanlar yanlışlarda mı?

Yok yani, ben çatır çatır 124'ten aldım ama aklıma takıldı.

si0.twimg.com

Daha güzeli işte bu deyin. Türk olması şart :D

bu üni hakkında ne düsünüyorsunuz? yl okumaya değer mi?

Birisine hediyelik rüya tabirleri kitabı alacağım. Bu konuda çok ilgim ve bilgim yok. Piyasadakilerden bildiğiniz hem kapsamlı hem de güvenilir-iyi olan tavsiye edebileceğiniz bir tanesi var mı?

yahu bu ulusal tv de 26 mayıslı programı açtım, baştan 2 dk ve 25-27 dakikaları izledim. bu mu bu kadar övülen hackerlar? adam madem hükümettekiler dini bütün, dine göre yaşayan insanlar, o halde niye faizi kaldırmıyorlar, yasaklamıyorlar diyor.

egemen bağışın hesabını hacklemişler, vakko üzerinden medyadakilere hediye çeki vermişler. yolsuzluk/hırsızlık vs diye sunuyorlar. yahu akpye oy veren insanın zihninde tek örneğiyle söylüyorum, batık bankalar varken bir bakanın verdiği hepsini toplasan 30-35 tl bin etmeyecek bir faturalandırmayı sunarsan, insanlar dönüp bakmaz. bu doğrudur demiyorum. ama insanlar 90lı yıllardaki yolsuzlukarı iyi biliyorlar. anasına, babasına isu yolsuzluğu nedir diye sorarsa görür yaşı tutmayanlarımız.

yanlış anlaşılmasın karşı değilim böyle bir oluşuma, ama daha insanları cezbedici, lafı eveleyip geveleyip, kusura bakmayın ama ağlak solcu edebiyatı yapmadan sunsalar. ve daha büyük şeylerden bahsetseler. mesela havayolu ihalesinde bir yolsuzluk varsa bunu açıklasalar.

dertleri zaten akpye oy vermeyen parçalı %50 ise, bu şekilde devam etsinler, ama eğer dertleri akpye oy veren %50 yi bir şeylere karşı harekete geçirmek ise, kusura bakmasınlar ama kimse adam yerine koymaz bunları. anarşik zibidi der geçer amcalar.

ek: pek bir bilgim yok, kısa süreli bir izlenimin sonuçları, 1 haber ve tvdeki programdan yaklaşık 4-5 dk ile söylüyorum bu sözleri. eksik bildiğim birşey varsa benim hatamdır.

evet inanır mısınız? var böyle bir şey.. "hadi lan ordan" dediğinizi duyar gibiyim. neyse..
az evvel hadımköye bisletimle giderken şu kışla var ya mobilyacılar sitesini epey geçtikten sonra, onun önünde falan sakin sakin giderken toplara ve erektil organa iğneler batmaya başladı. o sıra kısa süre bütün ağırlığımı (86 kg) vererek oturmuştum bacaklarımı dinlendirmek için, uyuşma ondan mı olmuştur? yoksa bugün her zaman güç bela 1 saat 5 dakikada tamamladığım yolu 45-50 dakika gibi kendime göre rekor bir sürede geçtiğim için mi olmuştur?

sevgili mekanikciler,

basliktaki terim, basinc farkini mi ifade ediyor?

öncelikle akp li değilimdir çünkü agnostiğim. sonra ırkcılıktan nefret ederim mhp filan coktan elendi. eşitliği pek savunmam yani çalışıp didinip legal yada illegal yolla adam parayı bulmuşsa bravo derim paran varsa yaparsın bişeyler. şimdi kim oluyorum ben var mı böyle bişey

arkadaşlar butun egolarımı bı yere bırakıp sız benı hiç ama hiç tanımayan ınsanlardan akıl istiyorum.Kız arkadasımdan ayrıldım okulum bıtmek uzere para için sevmededğim bi işte çalışıyorum.Çok fazla uyuşturucu ve alkole dadanmak ıstemıyorum.ama kafam sureklı dolu ve ıc konusmalarım bıtmıyo.konsantre olamıyorum.Çok aşırı mutlu bı adamdım pozıtıflıgımle herkese etkılerdım şımdı sureklı yuzum asık.... napmalıyım ? psıkologa gıtsem fayda edermı ?

Sevan Nişanyan din hakkında bir şeyler dedi. Dindarların gücenme hakkı var ama bu kimseyi susturmayı gerektirmez. Neyse efendim onu geçelim de... Twitterda bakıyorum bir sürü faşoangut adını ve resimlerini gizleme zahmetine girmeden Sevan'a ıpırkçı iletiler yolluyor. Tamam bu ülkede ırkçı beyinsizler var maalesef sayıları da az değil... "Atalarını sildiğimiz gibi seni de sileriz!", "Ermeni bilmem nesi...", "Hayk'ın bilmemne torunu ..."... Sevan daha önce kendisine ırkı kullanarak hakâret eden beyin yoksunlarına dâvâ açarak epey para toplamıştı. Helâlidir. Ama benim kanıma dokunan şu... Bu kadar mı süzme gerizekâlı var memlekette? Ya arkadaş tamam... Yabancı düşmanı bir andavallı olabilirsin. Herkesin muhakeme yeteneği olacak diye bir şey yok. Ama gelip Sevan'a Ermeniliğinden ötürü küfredeceksen bâri bir uydurma hesap al oradan küfret. "Seni de Agos'un önünde harcarız akıllı ol!" vb. Ulan insan bunu paylaştıktan sonra angut arkadaşlarıyla rakı keyfi fotoğrafını paylaşır mı? Tamam ırkçılığın ne mendebur bir şey olduğunu anlamayan davarlar olabilir de kimliğini gizlemeden bu kadar çok küfrü rahat rahat eden, çekinmeden ölüm tehdidi yollayan o kadar insan var ki? Yemin ediyorum alabora oluyorum. Anladık Samast'ı koruyan kollayan adamlar vardı da, bütün faşoları özellikle mi koruyor bunlar... Beni en çok uyuz eden şey bu denyoların yaptıkları şeyin cürüm olduklarından bihaber olmaları, öyle çay söyler gibi söylüyor. Belki bir kere cinayet işlememiş bile olsalar da binlerce cinayete neden olabilecek hezeyanları savuruyor. Hem de daltaşak kim olduğu nerede okuduğu belli... Arkadaş gerçekten sinirim bozuluyor. Bu öküzler birine kızdığında onun gebermesini dileyebiliyor ve bunu rahatça savurabiliyorlar. Bense bu adamların düşüncemtıraklarının gebermesini istiyorum. Adamlara kızmak istiyorum, kızamıyorum da... Dalyaraklar ordusu... Ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor. Sevan'ın twitter'ına bir göz atayım diyorum pat diye yepyeni bir "sen babanın beş dakikalık zevkinin eserisin ama olmamışsın hem ermeni hem karaktersiz hem şerefsiz hemde saf bir o.ç sin sen" yazılmış. Yazanın neredeyse adresi belli... Sevan'ın kim olduğu ne dediği hiç önemli değil... Bu ne lan? Bu ne lan? Bu mikrop ne zaman temizlenecek bu toplumdan? Off... Ben sigara içmeye çıkıyorum. Benim gibi dertlenen varsa bir iki yorum atsın bir zahmet...

bu hükümetin türk bayrağıyla alıp veremediği ne? nerede 3-5 kişi toplansın türk bayrağı açılınca hop alıyorlar adamın elinden. gene bugün birisi akil insanlar toplantısına bayrakla gittiği için girememiş.

artık televizyonlarda eski gibi öğretmen öğrencisini hastanelik etti, öğrencisinin kulağını kopardı vs. tarzı haberleri görmeyince öğretmenler insafa geldiler, öğrencilere insanca davranmaya başladılar diye düşünüyordum. meğer haklarında soruşturma açılmasından korkuyorlarmış.

bugün bi forum sitesinde, sorduğu soruyu bilemeyen 10 yaşındaki öğrencisine "öff salak, tamam otur" diyen öğretmen müsveddesi bu çocuğun velisi beni şikayet etmiş diye dert yanıyor. hadi bunun utanması yok peki o forumdaki diğer öğretmenlere (!) ne demeli.

biri "Çingeneye rovelver vermişler,babasını vurmuş.Cahile de böyle hak verirsen,egosunu tatmin etmek için yapmadığını bırakmaz." diye şikayet eden veliye çıkışmış

bir diğeri "Hocam, o veliye diyeceğiniz laf şu: '' Elinden geleni ardına koma...Nereye kadar gideceksen de git''Sakın ola boyun eğmeyin. Neyden korkuyorsunuz ki?" demiş

başka biri "Bu lafa da alınan veliyi de merak ettim.Acaba kendisi hiç kimse için bu kelimeyi kullanmamış mı?" demiş, bunu yazan maaş bordrosu öğretmeninin kendi ana-babasının hitap şeklini ve kendi çocuklarına nasıl hitap ettiğini bilmiyorum ama benim babam bana bir kez bile salak demedi.

bir başkası " bu son zamanlarda bu ve geri zekalı kelimelerini çok kullandığımı fark ettim, ama amacım hakaret değil, sadece durum tepiti :)" demiş üstüne de sırıtmış ancak kendi gerzekliğinin tespsitini yapamamış.

vs.


tüm bu konuşmalara karşın Allahın bir kulu çıkıp da senin 10 yaşındaki bir çocuğu hem de arkadaşlarının yanında rencide etmeye ne hakkın var dememiş. çocukların benliğinde fiziksel şiddetten çok psikolojik şiddet etki bırakır dememiş bir öğretmen (!)

sizin düşünceniz nedir? yoksa hiç tanımadığım bu çocuk konusunda ben mi çok alınganlık yapıyorum acaba?

Mayıs sayısında murat boz un forma girme sırları varmış.. Bunun capsini atabilir mi bana çok merak ettim neymiş bu sırlar var mı bildiklerimiz dışında sırf şunun için dergiyi almak istemedim ... tenk yu

arkadaşlar çok ağır olmamakla birlikte, gelir bahar ayları gevşer burnumun boğazımın gözümün yayları kıvamında alerjik bir adamım. hapşırık, öksürük, burun tıkanıkığı ve akıntısı, geniz kaşıntısı, gözümü açamamak, nasonex, fexofen vsvs.

şimdi 10 aylık bir oğlum var biliyorsunuz, ege. ellerinizden öper. böyle alerjik falan olsun istemiyorum. yapabileceğim bir şey varsa yapmak isterim. tabii doğuştan gelen veya kalıtımsal bir durum ise yapacak bir şey yok ama yapılabilecek bir şey varsa ileride benim gibi olmasın.

edit: anne değilim yahu babayım ben.

Halı sahada defansta 2'ye 1 yakalandınız.

Ne yaparsınız?

1) Topla gelen adam şut çekmesin diye açısını kapatarak kaleye yaklaşırsınız. Bir yerden sonra hamle yaparsınız.

2) Topsuz koşan adama pas gitmemesi için, onu kontrol altına alırsınız. Bu sefer diğer adama şut şansı doğacak

3) Sikerim böyle takım müdafaasını diyerek hala forvette bekleyen takım arkadaşlarınıza çemkirirsiniz.

Yarın önemli bir maçım var da. Mental olarak kendimi maça hazırlamaya çalışıyorum. Kafamda deli sorular.

5 yaşında kısırlaştırılmış bir dişi tekirimiz var. 2 ay öncesine kadar yaşadığımız evler hep yükseklerdeydi ve hiç dışarı çıkarmadık. Yaklaşık 2 aylıkken sokaktan aldığımızdan beri dışarı yüzü görmedi.

2 ay önce bahçeli bir eve taşındık ve uzun yıllar burada oturacağız. Bu taşınma süreci tedirginliğini çabuk atlatıyordu ancak evdeki bir takım tadilatlardan dolayı bir süre daha huzursuz oldu.

Bunun üzerine son 1 aydır aşırı yoğunluktan dolayı çok ilgilenemedik. Son bir haftada bu durum iyice tavan yaptı. Geçen hafta bir fırsatını buldu ve sinekliği açıp evden kaçtı. Kısa sürede bahçenin karşısında bulduk. 3 gün önce biz evde yokken yine kaçmış, geldiğimizde bahçede bulduk. Son bir haftada da misafirler vs. derken bize epey tepki gösterdi. Etrafa işemeye başladı ve sürekli dışarı çıkmaya çalıştı.

Eşim keeimizin dışarı da çıkabilmesini, istedidği zaman gelebilmesini istiyor. Bunu ben de istiyorum ancak böyle olacağını düşünmüyorum. Dışarı kaçar bir daha gelmez ya da gelemez diye korkuyorum. Daha kötüsünden de korkuyorum tabi. Haftada bir defa kontrollü bir şekilde dışarı çıkarmak gibi bir düşüncemiz var.

Bu arada evimiz ve bahçemiz işlek olmayan bir ara sokağa bakıyor. Tam karşımızda eokaktaki kedilere bakan birileri var mesela. Dolayısıyla sokaktaki kedi popülasyonu yüksek.

Bu konuda tecrübeleriniz nelerdir? Hep evde yaşamaya alışmış bir kedi istediği zaman çıkıp geri gelir mi, yoksa bunu küçüklükten alıştırmalı mıydık?

Bir de ikimizde çalıştığımız için ikinci kediyi almayı düşündük. Arkadaş olurlar dedik. Fakat kedimiz çok kaprisli, ablamın 15 gün bizde kalan kedisi vardı. Onu ayrı bir odada tutmuştuk. Kapı altından kokluyorlardı. En sonunda kucaklarımızda birbirlerini gösterdiğimizde ilk başta meraklılardı ancak yakınlaştırdığımızda bizim kız çok ciddi bir pıhladı. Ablamın kedisi de doğal olarak aynı tepkiyi verdi.

Bizim karprisli kızımıza arkadaş almamız konusunda da tavsiyelerinize ihtiyacımız var.

Uzun oldu, okuyanlara şimdiden teşekkürler.

Pazar günkü Arenada yapılacak olan Buika konserine
gidecek olan varmı
yada daha Önce Buika konserine gitmiş olan
Bildigim 2 tane güzel parçası var Hatunun sesisde güzel ama
pişman olmayalaım gittiğimize